İstanbul’un kalabalık semtlerinden birinde yaşayan Mehmet Yıldız, uzun zamandır ezan sesini duyamamanın üzüntüsünü yaşıyordu. Ailesinin geçmişten beri gelen geleneği olan ezan dinleme alışkanlığını çocuklarına da aktarmak isteyen Yıldız, bu durumu çözmek için ilginç bir yöntem geliştirdi. Yıldız, evinin çatısına pasif bir ses sistemi kurdurmak için bir uzmana başvurdu ve böylece hem kendi hem de çocuklarının manevi ihtiyaçlarına yönelik bir çözüm üretmiş oldu. Bu durum, sadece kendi mahallesinde değil, sosyal medyada da ilgi çekerek birçok kişinin dikkatini çekti.
Mehmet Yıldız, en büyük hayali olan dini değerleri çocuklarına aktarıp onlara İslam kültürünü sağlıklı bir şekilde öğretebilmek için ezan sesini duyabilmenin önemini vurguladı. Ezan, sadece bir çağrı değil, aynı zamanda ruhsal bir huzur ve toplumsal bütünlük simgesidir. Yıldız, çocuklarıyla birlikte her gün beş vakit ezanı duyabilmeyi arzularken, bu sesin kendilerini manevi olarak daha güçlü hissettirdiğini belirtti. Çocukları, ezanı duyup camiye koşmak için can attıklarını söylediler. Bu nedenle Yıldız, evde dinledikleri müzik ve diğer seslerden daha çok, ezan sesinin ailelerinin yaşamında önemli bir yer tuttuğunu ifade etti.
Yıldız'ın evinin çatısına kurulan özel düzenek, mahalledeki camilerle eş zamanlı olarak ezan sesini iletebilen pasif bir ses sistemi olarak tasarlandı. Uzmanlar, Yıldız'ın istediği gibi bir yapı oluşturarak, sesin daha net ve güçlü bir şekilde evin içine aktarılmasını sağladılar. Bu sistem, birçok maddenin yanı sıra bir çeşit yansıtıcı ile birlikte çalışarak, ezanı çok daha etkili bir biçimde duyurmayı amaçlıyor. Yıldız, bu sistem sayesinde evin içinde olsalar bile ezanı duyabileceklerini ve bunun kendilerine ruhsal bir dinginlik sağlayacağını düşünüyor. Çatıdaki bu yapı, Yıldız'ın mahalledeki diğer aileler tarafından da büyük ilgi görmeye başladı ve bazı aileler de benzer çözümler aramaya başladı.
Yıldız, yaptığı bu uygulama ile toplumda farkındalık yaratmayı hedeflediğini belirtiyor. Özellikle genç neslin manevi değerlerden uzak kaldığını düşünen Yıldız, ihtiyacı olan her ailenin böyle çözüm yollarına başvurmasını öneriyor. Mahalledeki cami imamı da bu durumu çok olumlu bir şekilde karşıladı ve Yıldız’a destek verdi. Böyle özel uygulamaların, dini değerlere bağlılığı artıracağını savundu. Bu tür hikâye ve uygulamaların çoğalması ile manevi öz değerlerin geleceğe taşınması gerektiğine inandığını belirtti.
Mehmet Yıldız’ın hikâyesi, sadece bireysel bir çözüm olmaktan öte, toplumsal bir hareketlilik yaratma potansiyeline sahip. Hem kendi çocuklarına hem de çevresindeki diğer insanlara örnek olmak için çaba harcayan Yıldız, "Ezan sesini duymak, ruhumuzu dinlendirir; toplumsal bir aidiyet hissi yaratır" şeklinde konuştu. Kendi fikir ve örnekleriyle bu alanda farkındalık yaratarak, hem kendisi hem de toplum için anlamlı bir katkı sunmayı amaçlıyor. Geçmişten gelen bu değerlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için yapılması gereken çok şey olduğunu ifade etti.
Sonuç olarak, evinin çatısına kurdurduğu sistem ile ekibi sayesinde yalnızca kendi ailesinin değil, mahallenin de kültürel ve dini bağlarını güçlendirmiş olmayı hedefleyen Yıldız'ın hikâyesi, hepimize ilham vermesi gereken bir örnek teşkil ediyor. Bu tür yaratıcı çözümlerle, yalnızca bireylerin değil, topluluğun da manevi değerlerini koruyup yaşatmak mümkündür. Ezan sesini duyabilmek, insanların yalnızca fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da bağlantılarını güçlendirmektedir ve bu, toplumlar için son derece önemli bir konudur.