Kolon kanseri, geçmişte genellikle 50 yaş ve üstü bireylerde daha sık görülen bir hastalık olarak biliniyordu. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar, bu hastalığın 50 yaş altındaki bireylerde de hızla artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Amerikan Kanser Derneği’ne göre, kolon kanseri vakalarının 20 yıl öncesine göre %100 oranında arttığı gözlemleniyor. Bu artışın sebepleri üzerine pek çok çalışma yapılırken, uzmanlar beslenme alışkanlıklarının bu duruma büyük etkisi olduğunu vurguluyor. Peki, 50 yaş altı bireylerde kolon kanseri vakalarının artışındaki suçlular kimler? İşte detaylar.
Uzmanlar, sağlıklı bir yaşam tarzının kanser riskini önemli ölçüde azaltabileceğini belirtiyor. Ancak modern yaşamın getirdiği hızlı ve işlenmiş gıda tüketimi, beslenme alışkanlıklarının köklü bir şekilde değişmesine yol açtı. Fast-food kültürü, bol şekerli içecekler ve işlenmiş gıdalar, günümüzde birçok kişinin günlük diyetinde yer alıyor. Yapılan araştırmalar, bu tür gıdaların kolon kanseri riskini artırabileceğini söylüyor.
Özellikle kırmızı ve işlenmiş etlerin yoğun şekilde tüketimi, kolon kanseri ile doğrudan ilişkilendiriliyor. Araştırmalara göre, günde 50 gramdan fazla işlenmiş et tüketmek, kolon kanseri riskini %18 oranında artırabiliyor. Ayrıca düşük lif tüketimi, sindirim sisteminin sağlıklı işlemesini engelleyerek, kolon kanseri riskini artırabilir. Lifli gıdaların eksikliği, bağırsakların düzenli çalışmamasına yol açarak, kanser hücrelerinin oluşumunu tetikleyebilir.
Bunun yanı sıra, genetik faktörlerin de kolon kanseri üzerindeki etkisi göz ardı edilmemelidir. Aile geçmişinde kolon kanseri öyküsü bulunan bireylerin riski, genetik yapı nedeniyle diğer bireylere göre daha yüksektir. Ancak bu durumun kontrol edilemediği düşünülse de, sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemek ve düzenli taramalarla erken teşhis, bu riski minimize edebilir.
Pek çok uzman, genç yaşta kolon kanseri riski taşıyan bireylerin, düzenli sağlık kontrolü ve tarama programlarına katılmalarını öneriyor. Özellikle 45 yaşından sonraki bireyler, belirtilerine dikkat etmeli ve gerekirse kolonoskopi gibi testleri yaptırmalıdır. Ayrıca, obezite, sigara kullanımı ve aşırı alkol tüketimi gibi diğer yaşam tarzı faktörlerinin de kanser riskini artırdığını unutmamak gerekir.
Sonuç olarak, 50 yaş altı kolon kanseri vakalarındaki artış, yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme alışkanlıkları ve genetik yatkınlık gibi pek çok faktörden etkilenmektedir. Uzmanlar, bireylerin daha sağlıklı bir beslenme biçimini benimsemeleri, düzenli egzersiz yapmaları ve sağlık kontrollarını ihmal etmemeleri gerektiğini vurguluyor. Erken teşhis ve önleme yöntemleriyle, kolon kanseri ile mücadele etmenin yolları açılabilir. Sağlıklı yaşam tarzına yatırım yaparak, bu ciddi hastalığın risklerini minimize etmek mümkün.